Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) Derneği YYS sahibi firmalar için TAREKS ile ilgili önerilerini dile getirdi.

Yetkilendirilmiş Yükümlü (AEO) Derneği YYS sahibi firmalar için TAREKS ile ilgili önerilerini dile getirdi.

Dış ticarette ürün güvenliği ve deneyimi ile ilgili farkındalık yaratmak için konunun taraflarıyla bir araya geldik. Herkes dış ticaretin daha hızlı yapılması konusunda hem fikir, malın gelmesi ya da yerine zamanında ulaşamaması ciddi maliyetlere yol açıyor.
Ünsped Gümrük Müşavirliği ile TURKTRADE’nin ortaklaşa düzenlediği webinarda Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, “Ürün güvenliği uluslararası sözleşmelere bağlanmış ve gümrük birliklerine bağlı olarak somutlaşmış bir alan. Biz de gümrük birliği sebebiyle zorunlu olarak buna hem uymak hem de bu çıtayı kullanarak Türk malı imajını korumak, geliştirmek, dünyanın başka ülkelerine daha rahat daha böyle prosedürlere boğulmadan ürün satabilmenin yolunu arıyoruz. Geçen yıl meclisimizin kabul ettiği ürün güvenliği ve teknik düzenlemeler kanunu ile iç mevzuatımıza aktardık. 12 Mart’ta kanun yürürlüğe girdi” dedi.


Bu kanunla ürün güvenliği tazminatı ve bunu ortaya koyabilmek için de izlenebilirlik müessesi ortaya çıktığını anlatan Uçarmak, “Herkesin malı, bir önceki aşamada kimden aldığını ispat etmekle yükümlü. Bir diğer yenilik ise e ticaret alanında da denetimsizlik olduğuna dair şikâyet olduğu için kanun kapsamına alındı. Ticari hayatımızın daha esnek ve yorumla yürütülmesi için gümrükle paralel bir uygulama olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.


Sezai Uçarmak “Bir ülkeye girecek ve çıkacak malların gereksiz formalitelere boğulmadan ama uygun bir şekilde yurda girmesi ve çıkması gerekir. Potansiyelinin üzerinde iş yapan, işlerini kurumsallaştırmış firmaları belgelendiriyoruz. Prosedüre boğmadan bu işleri yapmamız gerekiyor. İthalatta ve ihracatta maliyet unsuru belgelendirmeler ve benzeri yoklamalardan dolayı neler varsa hepsini raporladık. Karşımıza 2 binin üzerinde belge çıktı ve bu belgelerin karşılığında az ya da çok ücret alınıyor. Sonuçta biz üst otorite olarak kurumların bir adım sen ilerleyeceksin, bir adım da sen gerileyeceksin demesini bekliyoruz. Dolayısıyla, 130 tane belge isteyen bir kurumdan bunların hangisinden vazgeçebileceğini sormasını bekliyoruz” diye konuştu.
Ürün güvenliği ve denetimi konusundaki aktörlerin başında Türk Standartları Enstitüsü geliyor. TSE Başkanı Prof. Dr. Adem Şahin, dış ticaretin kolay, hızlı ve güvenli olması için çalıştıklarını belirterek, “Son bir yılda organizasyonumuzda değişikliğe giderek daha verimli ve etkin olmak için sadece ithalattan sorumlu daire başkanlığı kurduk. Yurt içinde homojen bir uygulama yapabilmek için de herkesin farklı adreslerden bu işe dahil olabildiği ve inceleme yapabildiği bir havuz sistemi üzerinden işletmeye çalıştık. Denetim süreçlerinde karşılaşılan problemlerin çözümleri ile ilgili sorunlar devam ediyor” dedi.


TSE’nin kural koyan bir kuruluş olmayıp, koyulan kuralları uygulayan bir yapı olduğunu hatırlatan Şahin, verilen görevi hızlı, en az maliyetle, etkin ve herhangi bir sıkıntıya sebebiyet vermeden yapmaktan görevli ve yükümlü olduklarını vurguladı.
Başvuru sonuçlanma sürelerinden bir artış yaşandığına dikkat çeken Şahin, “15 günlük bekleme sürelerinin analizini yaptık. Mevcut prosedürleri dikkate aldığınız zaman tamamının TSE’den kaynaklı süreçler olmadığını gördük. Bir şekilde firma, müşavir ve TSE dediğimizde hatta bir miktarda menşei ülkeden itibaren hareket eden bütün halkaları bir anda denetime tabii tutmuş oluyorsunuz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonunda yürütülen kamuda e-fatura uygulamasına geçilmesi yönündeki çalışmalar henüz tamamlanamadığından e-fatura oluşturamıyoruz. Ama bizim kurum olarak e- fatura alt yapımız hazır. Şu anda bizim alt yapımızda ilgisi olmayan mevcut sistemde firmaların cari kartına 7 günde tahakkuk anından itibaren faturalandırdığımız bir yapı ile çalışıyoruz. TAREKS başvuru işlemi sonuçlandığında başvuru sahibine bilgilendirme mailinin otomatik gitmesi bu kaybedilen zamanı ortadan kaldıracak” dedi.
Denetim merkezlerindeki heyetlerin tek kişiye düşmesi halinde heyet sayısının ikiye katlanacağı ve işlerin de daha hızlı olacağını sorduğumuzda ise TSE Başkanı Adem Şahin, bu talepler geliyorsa değerlendirmeli dedi. Şahin “Dış ticaretimizin artması ve Türkiye’ye daha fazla döviz girişinin sağlanması için sürece dahil olan her kesimle iletişim içinde olmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip olan TURKTRADE Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı da denetimlerin sağlıklı ve hızlı yapılması, ihracatta Türk malının kaliteli ve iyi ürün algısının yerleşmesi, ithalatta da üreticilerin haksız rekabetle karşılaşmaması, sağlıklı ürünlerin gelmesi yönünde tüm canlıları koruyucu bir uygulama yapılması gerektiğini vurguladı.
Hayrettin Çaycı “Söz konusu mevzuat çerçevesinde, yerli ve ithal tüm ürünlerin aynı kurallara tabi olması, üretime ve yatırıma giden ham ve ara malların değil, tüketiciye yönelik riskli ürünlerin denetlenmesi gerekir. Gümrükleme süreçlerinde olduğu gibi ürün güvenliği ve denetimi ile ilgili süreçlerde de dijitalleşmenin daha etkin kullanımı görüyoruz” dedi.Çaycı, ithalatın tarife dışı engeller ile düşürülmesinin kalıcı bir iyileşme sağlamayacağını, tam tersine ihracat üretiminde girdi olarak kullanılan malların ithalatının maliyetinin artması nedeniyle ihracatımızı olumsuz etkilediğini söyledi.


YYS’nin çözüm önerileri
Yetkilendirilmiş Yükümlü Derneği (YYS) adına konuşan Ünsped Genel Müdür Rıza Mehmet Korkmaz da sanayicilerin ihtiyacı olan aksam parçalarının ithalatında istenilen belgelerin her zaman bulunamadığına, YYS belgeli firmaların ticari amaç içermeyen ürünlerde doğrudan TAREKS numarasının verilebileceğini söyledi. Uzayan inceleme sürelerinin ve bekleme maliyetlerinin yurt dışına ciddi döviz kaybına neden olduğunu vurgulayan Korkmaz, “E- fatura sistemine geçene kadar faturaların müşavir firmalara gönderilebilir. Yatırım teşvikli ürünlerde doğrudan TAREKS desteği verilebilir. TSE başvuru süreleri hızlı sonuçlanırsa, yüksek ardiye ücretlerinden de kurtuluruz. Yatırım teşvikli ürünlerde doğrudan TARESK izni verilmeli. Ayrıca çok başlılığı gidermek tek bir yerde başvuruları toplamak için ‘Piyasa Gözetim ve Denetim Kurulu’ kurulmalıdır” dedi.


TURKTRADE’in çözüm önerileri
1. İthalat denetimlerinde maliyetlerin düşürülmesi ve denetim sürelerinin azaltılması için mal siparişinin onaylanması sonrasında yani mal ülkemize gelmeden denetimlerin yapılabileceği bir yönteme geçilebilir. Özellikle ihracat üretiminde girdi olarak kullanılacak hammadde ve malzeme ithalinin denetiminin ithalat öncesinde yapılması, piyasaya arz sonrasında ise piyasa gözetimi mekanizmasının devreye girmesinin sağlanabilir.
2. Malın ithali aşamasında gümrüklü sahalarda malın bekleme süreleri çok uzun. Bu beklemeler nedeniyle oluşan ilave demoraj ve ardiye bedellerinin “iş yapma kolaylığı endeksine” yansımadığı görülüyor. Fiili denetim için kamu otoritelerinin ithal malları bekletebilecekleri sürelere mutlaka bir üst sınır getirilmeli. Ardiyede geçen her gün maliyet anlamına geliyor. YYS veya OKS belgesi sahibi şirketlerin denetimlerinin ithalatlarını tamamladıktan sonra, firmanın kendi deposunda ve piyasaya arzdan önce yapılmasına izin verecek bir mekanizma oluşturulabilir.
3. Akredite laboratuvarlardaki tahlil ücretleri son derece yüksek olup bakanlığımız tarafından mutlaka laboratuvarların ücretlendirmelerine üst sınır getirilebilir.
4. TAREKS sisteminin yatırım teşvik belgeli mallar ve dahi sanayici firmaların fabrikalarında kullanılan makinelerin aksam parçalarının ithalatı için çok hızlı sonuç verecek şekle dönüştürülmesi, ülke sanayimiz için son derece önemlidir.